Mahali Oyunlar
KIRŞEHİR MAHALLİ OYUNLAR
Kırşehir, Orta Anadolu’da folklor bakımından çok geniş ve zengin bir beldedir. Halay ve kaşık oyunları bakımındân bir geçiş bölgesidir. Yörede iki oyun türü vardır, İki oyun türü düğünlerde, yeniliklerde ve benzeri eğlencelerde oynanmaktadır. Gerek halay gerekse kaşık oyunları türlerinde geniş kapsamlı bir araştırma ne yazık ki tam olarak yapılabilmiş değildir. Bu bakımdan oyunların sayısı kesin olarak bilinmemektedir. Bilinen oyunların isimleri şöyledir.
Halaylar: Ağırlama, Avşar, Hayrani, Üç ayak, Hoplatma, Hasandağı sekmeni, Karkın halayı, Üç oğlan zeybeği, Esir almaca, Sepetçioğlu, Anşa, Kıvrak halayı, Hoptirilim, İbrane, Cemo, Sinsin
Kaşık Oyunları: Kırşehir’in Gülleri, Gel Yanıma, Çiçekdağı, Yürü Güzel, Kekilleri Neşte Neşte, Al Elmayı ver narı, Oy Nari, Süpürgesi Yoncadan, Çubuk Uzun. (Davul-Zurna ve ince saz eşliğinde kaşıkla oynanan oyunlardır.)
KIRŞEHİR'DE FOLKLOR
Kırşehir, Türk’ün genel karakterini tipik olarak ve hiç bozmadan sürdüren insanların yaşadığı bir beldedir. Bu belde gözü tok, gönlü zengin insanlarla doludur. Kırşehir yöresi ve insanları sevinç ve kederlerinde hep ölçülüdürler. Bahar ve yaz aylarında, genellikle düğünlerde, eğlencelerde çoğunlukla ağır başlı ve içten bir söyleşi havası vardır. Yemekleri ölçülü ve doyumludur. Kırşehir halkı, gelenek ve göreneklerine sıkı sıkıya bağlıdır. Birçok inançlarını günümüze kadar getirmiş ve bugün de bu inançlarını aynen sürdürmektedir. Kaşık oyunları, halayları kendisine güven duygusunun anlatımını veren ritmik hareketlerle süslüdür.
Halk Türkçe si, Anadolu ağzının genel gelişimi içinde Oğuz Türkçe'sinin özelliklerini taşır. Yöremizde halk oyunlarımız; türkülerimiz kadar eskidir. Kesin bilinmemekle beraber 1800’lü yılların ilk dönemlerinden beri düğün, şenlik ve panayırlarda, içki alemlerinde karma, ya da ayrı ayrı oynanan yörelerimiz oyunları olduğu kaynak kişilerce kulaktan kulağa gelmektedir. Ancak bilimsel bir araştırmanın az da olsa yapılması 1960’lı yıllara rastlamaktadır. 1960’ta İstanbul Festivaline bir ekip hazırlayıp gönderilmiş ve seyirlik amacıyla ilk ekip oluşturulmuştur. Bu ekipte ilk bakışta figür kısırlığı ve sahneleme noksanlığı görülmüş ancak, türkülerin hareketli ve ritmik oluşu ve enstrüman hayli ilgi çekmiştir. 1976 yılında yöremizde yapılan “Türkiye Mahalli Halk Oyunları Yarışması” yöredeki folklor çalışmalarını özellikle halk oyunlarına ilgiyi bir hayli artırmıştır. Yeniden ve daha geniş kapsamlı bir araştırma sonucunda gerek giysi, gerekse oyunlarımız bir ikincilik getirmiştir’. İşte bu tarih aslında yöremizde bir patlama noktası olmuştur. Halen yöremizde halk oyunları dalında iki dernek ve 10 okul faaliyetini sürdürmektedir.
1- Deve Oyunu : Davul - zurna eşliğinde, 3 - 5 kişi ile oynanır. Merdiven şeklinde ağacı oyuncular omuzlarının üzerine koyarlar. Hayvan postları ve kilimlerle üzeri örtülür; aynı deve şekline sokulur. Ağız tarafına sivri bir şey yerleştirilir. Deve yaklaştığında bununla batırılır. Deve ipinden çekilerek istendiği yere götürülür. Davul – zurna ritmine göre deveci ve deve çeşitli hareketlerde oyunlar oynar, oyun bu şekilde sürüp gider.
2- Tura : Yöremiz düğünlerinde gençler, dayanıklılık, kuvvetlilik, çeviklik ve güçlerini ölçmek için oynarlar. Önceden hazırlanan örme ve kalın ipler tuzlu sulara batırılıp bir gün bekletilir. Davul - zurna eşliğinde tura oyunu başlar. Oynamak isteyen genç ortaya elinde turası ile çıkar. Genellikle bacaklara vurulur. Birbirlerini yıldırıncaya dek devam eder. Yılanın veya dayağı çok yiyenin yerine başka biri oyuna girer.
3- Yorgan Çevirme : Davul - zurna ritmi ile geniş bir alanda yorganı çevirecek bir kişi tarafından oyun başlatılır. Yorgan baş üzerine alınır, bir el çapraz, diğeri yorganın ortasında olacak şekilde tutulur. Ağır ağır dönen yorgan, sonunda bir elin üzerinde düzgün şekilde durur.
4- Bıçak Oyunu : Düğünlerde yapılan seyirlik bir oyundur. Oyuncu eline aldığı iki kamayı davul - zurna eşliğinde çeşitli yönlere savurarak, çapraz yaparak, bacak altından geçirerek değişik figürlerle oyunu sürdürür.
5- Köse Oyunu : Akçakent Korkorlu Köyü (KK. İsmail Cephe Yaş: 33) Genellikle düğünlerde oynanır. 8-10 kişilik bir ekip oluşturulur. Bu ekibin arasından bir köse seçilir. Köse başına koyun derisi geçirilir. Elini yüzünü siyah boya veya is’le boyar. Ekibin diğer elemanları üzerlerine çeşitli şeyler atarak deve oluştururlar. Ayrıca bu ekibin içerisinde köseye bir gelin yaparlar. Bu gelini iki tane efe kaçırır. Köse gelinin bulunması için köyü toplar ve bir kırbacınan bütün halkı dövmeye başlar. Kösenin birde eşeği vardır. Eşeğin üzerine heybe atılır. Heybenin gözlerine kül doldurulur. Köse bu arada hem köylüyü kovalar, kaçanların üzerine de kül serper. Kaçamayanlarda dayağı yer.
6- Köse Oyunu: (Merkez Özbağ Kasabası Kızılcaköy) Kadınların oynadıkları köse oyunuBurada köse (bunu erkek kılığına girmiş bir kadın oynar). Ve iki karısı, başta kadınlardan biri oyuna özgü türküyü okur, bunun sonunda bahşiş toplanır. Sonra köseyi oynayan kadın yere yatırılır. Üzerine çarşaf örtülür, iki karısı ellerine tef alıp türkü söylerler. İki kadın kocasına ölmeden önce kendilerine soracaklarını sorarlar. Kadınlardan birinin adı tavuk, ötekinin adı ferik’tir. Ferik, Kırşehir yöresinde iki evli erkeklerin ikinci karısına verilen addır. Köse ölürken iki karısına vereceği malları sayar. Malların en iyisi ikinci karısınadır. Sonra ölür. Kadınlar ölüyü kimin yıkayacağında kavga ederlerken oyun biter.